Haftalık Köşe Yazısı

Beden Dilinin Marifeti

Nerede bir kavga varsa orda bir iletişim kazası olduğunu söylemek yanlış olmaz. İster evde ister iş yerinde isterse sokakta, birbirleri ile arzulanan düzeyde iletişim kuramayan insanların elinde iki alternatif kalıyor: Ya karşısındaki kişi ile kavga eder ya da kendiyle! Teknik ifadesiyle söylemek gerekirse; iletişim kazası ya aktif saldırgan bir davranışa ya da pasif saldırgan bir davranışa yol açar, ki her iki sonuç da sıkıntı getirir. Şu hâlde sağlıklı ve hedefine ulaşan bir iletişimin önemi, düşünülenden çok daha fazladır. Nitekim en başta kendisi ve yakın çerçevesiyle iletişim sorunu olan insanların, ailelerin, şirketlerin ve nihayet toplumların sıkıntıdan kurtulamadıkları bilinen bir gerçektir. Peki, sağlıklı bir iletişimin temel koşulları nelerdir? Bu sorunun cevabı, yazımızın hacmini aşar niteliktedir. Ancak sağlıklı bir iletişimde beden dilinin de önemli bir yeri olduğunu vurgulayabiliriz. Bilindiği gibi sözel iletişimde, içerik istenen biçimde yönlendirilebilir. 

Bu durum halk arasında güzel biçimde tarif edilmiştir: “Dilin kemiği yok.” Oysaki bedenin kemiği var. Araştırmalar gösteriyor ki; insanlar günlük iletişimlerinde, özellikle de iş ortamında yüzde 70 sözel, yüzde 30 sözel olmayan iletişim kurmaktadırlar. Buna karşılık sözel iletişim yüzde 30 oranında etkili olurken, sözel olmayan iletişim yüzde 70 oranında etkili olmaktadır. Daha az kullanılmasına rağmen daha etkili olan bu durum, beden dilinin maharetinden kaynaklanıyor. Sözel olmayan iletişim dediğimizde; bir bütün olarak vücudun duruşu, el, kol, bacaklar ve kafanın duruşu, özellikle kafa ve yüz bölgesindeki jest ve mimikler öncelikle akla gelir. Kişilerin belirli ortamlardaki duruşları, hareketleri, jest ve mimikleri; onları tanımamız için gerçekten önemli veriler sağlar. Diğer bir ifade ile karşımızdaki kişileri değerlendirirken; onların söylediklerinden çok, beden dillerinden algıladığımıza önem veririz. Bazı insanların bu konuda özellikle başarılı oldukları bilinmektedir. 

Özellikle liderlik yönünü ağır basan kişilerin en önemli yönlerinden birisi, beden dillerini çok iyi kullanmalarıdır. Beden dilini kullanmada bireyin sahip olduğu temel kişilik özelliklerinin belirleyici rolü olduğu unutulmamalıdır. Örneğin içe dönük eğilimi ağır basan, çoğunlukla asık suratlı, uzun boylu, ince yapılı ve bireysel çalışmayı tercih eden kişilerin jest ve mimikleri daha donuk olabilmektedir. Buna karşılık genellikle orta boylu, yapılı bir vücuda sahip, gülmeyi, yemeyi içmeyi seven, arkadaş canlısı tipik dışa dönüklerin daha renkli jest ve mimiklere sahip oldukları bilinmektedir. Diğer yandan insan ilişkilerinde daha rahat ve girişken olan bireylerin kişisel ve sosyal alanları daha genişken diğerlerinin dardır. Nitekim bazı insanlara fiziksel olarak belirli düzeyde yakınlaştığınızda ve kişisel alanına girdiğinizde rahatsızlık gösterdiğini, özellikle toplu ulaşım araçlarında gözlemlemekteyiz. Şu hâlde insanların diğer kişilere uyguladıkları fiziksel yakınlık mesafesi de beden dillerinin bir uzantısıdır ve çeşitli bilgiler içerir. 

BEDEN DİLİNİ KULLANMAK, KİŞİSEL BİR BECERİDİR 

Bu aşamada akla gelen soru şudur: Beden dilini başarılı bir biçimde kullanma becerisi doğuştan mı gelir, yoksa sonradan mı öğrenilir? Bu oldukça zor bir soru. Cevabı da akademik alanda tartışılmaktadır. Şu kadarını söyleyelim ki, beden dilinde başarılı olmanın arkasında mutlaka genetik bir yatkınlık vardır. Ancak sonradan eğitim ve çaba yoluyla bu konudaki becerilerin geliştirilmesi de mümkündür. Esas tuhaf durum, beden dili konusunda başarılı bir genetik yatkınlığa sahip olmasına rağmen bunun farkında olmayıp bu potansiyeli avantaja dönüştürememektir. Bildiğimiz, tanınan birçok yöneticinin bu potansiyelini kullanamadığına tanık oluyoruz. 

Çok önemli mesajlar verdiği hâlde beden imajıyla bunu desteklemeyen konuşmacılar karşısında sıkılıyoruz. Mesajları güçlü olmamasına rağmen parmaklarına, ellerine, kollarına, vücuduna, özellikle jest ve mimiklerine hâkim olan ve bunları iyi kullanabilenlerden ise etkileniriz. Sonuç olarak, beden dilini kullanmak kişisel bir beceridir. Kullanabilmek başarı, kullanamamak başarısızlık getirir. Özellikle bir grup insanı aynı amaçlar etrafında birleştirmekle görevli olan, hangi sektörde olursa olsun tüm yöneticiler için beden diline hâkim olmak çok daha önemlidir. Bu konuda başarılı olmak için doğallık, konu, ortam ve karşımızdakiler kim olursa olsun iyi niyet, işini yaşıyor olmak, göstermelik jest ve mimiklere girişmemek, beden dili konusunda kendisini geliştirme çabası içinde olmak, iyi bir gözlemci olmak, kendine ve başarılı olmaya inanmak öncelikle sayılabilir.