Aile şirketleri, karmaşık yapılardır. Bu karmaşıklığa neden olan bir çok faktör söz konusu olmakla birlikte, işin içinde yer alan bireylerin birden çok rolleri ile etkinlik göstermeleri, karmaşıklığın başlıca nedenlerindendir. Aile şirketinde bir aile üyesi, hem girişimci olma sıfatıyla işin patronu konumunda, hem işleri yönetme durumu ile yönetici, hem mal sahibi, hem de aile üyesi rollerinin hepsini oynayabilir. Liderin dışındaki aile üyeleri de bu rollerin tamamını ya da bir kısmını yerine getirmeye çalışırlar. Bir bireyin aynı ortamda birden çok rolü yerine getirmeye çalışması da psikolojide “rol çatışması” olarak bilinen sıkıntılara neden olabilmektedir. Başka herhangi bir işletmede de rol çatışmaları yaşanabilir ama aile şirketinin özellikle tepesindeki insanların zaman zaman yaşadıkları rol çatışmaları çok daha yoğun hatta bazen de yıkıcı olabilmektedir. Örneğin, yönetim kurulu başkanı hem işletmenin tepe sorumlusu olarak kurumun çıkarlarını gözetmek hem de ailenin lideri ya da bir üyesi olarak aileyi düşünmek durumundadır. Kişi işin gerekleri olarak kimi zaman yeri geldiğinde kardeşini bile uyarmak, yanlışları hatırlatmak durumundadır. Belki işini değiştirmek, kişisel gelişimi için onu yermek durumunda kalınabilir. Çünkü, iş bunu gerektirebilir. İş yerindeki rolü nedeniyle böyle hareket eden bir lider, ailedeki rolü nedeniyle bu duruma üzülebilir, sıkılabilir.
Aile şirketindeki rol çatışmaları temel iki alanda karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan birisi kişilerin aile, mülkiyet ve işletme bakımından yaşadıkları rol çatışmalarıdır. Diğeri ise yönetim bakımından yaşanan rol çatışmalarıdır.
Aile şirketlerinde çalışan ya da çalışmayıp hissedar olan kişiler, kimi zaman yoğun çatışmalar yaşayabilirler. Bu çatışmalar aynı zamanda oynanmak zorunda kalınan eş değer rollerin önceliklerinin belirlenememesi ya da bu rollerin karışmasından kaynaklanabilmektedir. Örneğin aile şirketinde çoğu zaman aile üyesi olmak her türlü tasarruf için yeterli gibi algılanmakla birlikte uygulamada çoğunlukla böyle değildir. Dolayısıyla sadece aile üyesi olup hissedar olmayanlar olabileceği gibi, aile üyesi hissedar olup ancak iş ortamında yer almayan, iş ortamında yer aldığı halde yönetim sorumluluğu olmayan bireyler olabilir. Böylece aile üyesi olma rolü, hissedarlık rolü, işletmede çalışma rolü ile yönetimde yer alma rolleri arasında geçişler olabilir, çakışmalar ve hatta çatışmalar olabilir. Önemli olan bu çatışmaların en aza indirgenmesidir. Bunun başlıca yolu ise hangi ortamda hangi rolün öne çıkacağının kişi tarafından çok iyi bilinmesidir. Yani yönetsel kararları verirken salt aile kökenli rol benimsememek ya da aile ile ilgili konularda sadece mülkiyet odaklı hareket etmemek gereklidir.
Aile şirketinin yapısı, aile şirketindeki temel roller ve rollerin aralarındaki geçişler özenle tanımlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki bazı kişilerin kaldırabileceklerinden daha yoğun rolleri yüklenmeleri, bu rollerin gereklerini yerine getirememeleri anlamına gelir. Zamanla yerine getirilemeyen roller ise kişiler arasında çatışmalara neden olur. Çünkü tanımlanmış olan rolün öyle veya böyle doldurulması gereklidir.
Aile şirketinde yaşanan rol çatışmaları üç aşamada kendisini gösterebilir.
Birincisi, kişilerin kendi kendileriyle yaşadıkları rol çatışmalarıdır ki biraz önce söylediğimiz biçimde hem aileden gelen rol, hem işletmenin yapısından kaynaklanan rol, bazen kişiyi farklı, birbirine zıt davranışlara yöneltebilir. Kişilerin kendi işlerinde yaşadıkları rol çatışmalarının fazla olması, bu rollerin kesin hatlarla belirgin olmaması, bazen üst üste gelmiş olması, çeşitli sıkıntılara yol açar. Dolayısıyla bireyin temel hareket tarzı olarak hangi ortamda, hangi rolün öncülüğünde olması gerektiğini göz ardı etmemesi gerekli ve çok önemlidir. Yani evdeki yaşamında yönetim kurulu başkanı, iş yaşamında ise baba gibi hareket etme alışkanlığı oluşursa ciddi sorunlarla karşılaşılır. Zaten aile şirketlerinin kurumsallaşmalarının istenmesi, önemli ölçüde bundan dolayıdır.
Aile şirketlerinde yoğun olarak yaşanan rol çatışmalarından birisi de bireyin diğer aile üyesi ile yaşadığı rol çatışmalarıdır. Aile şirketlerinde maalesef en çok rastladığımız sorunlar arasında bu türden rol çatışmaları vardır. Aile şirketi, girişimin ilk başladığı günlerden bu yana sürekli iç içe olduğu için, işin çekirdeğindekiler her türlü sıkıntıyı birlikte göğüsledikleri için görevleri çok çeşitli noktalarda çakışır. Bu çakışmalar, işin başındayken normaldir. Ama zamanla iş ve görev tanımları arasında farklılıkların olması, bu tür çakışmaların ve rol çatışmalarının olmasını önleyecektir. Nitekim bir çok aile şirketinde aile üyesi bireylerin, bazen bir işi hep birlikte takip ettikleri, bazı işlerin ise sahipsiz kaldığı bilinmektedir. İşin başında aynı işle uğraşan iki-üç kişinin olması çok ciddi bir sorun olmazken, işin büyümesi halinde baba ile çocuklar ya da kardeşler arasındaki sınırların çizilmesi, kulvarların belirgin hale getirilmesi, işin gelişmesi bakımından önemlidir.
Bir başka rol çatışması ise aile üyesi ile profesyonel arasında olabilmektedir ki bu tür çatışmalar da çok sık yaşanabilmektedir. Aile, işi kurup belirli bir noktaya getirdikten sonra başkalarına da ihtiyaç duyar. Ancak ihtiyaç duyulan, iş yerinde istihdam edilen bu kişilere işin aktarımında ciddi sorunlar yaşanabilmektedir. Çoğunlukla sorumlulukların devir edilebildiği, buna karşılık yetkilerin devrinde sorunlar çıktığı görülmektedir. Örneğin aile üyesi tepe yönetici, kendisine yardımcı olmak üzere mali işler, muhasebe ya da finansman konularında yöneticiler istihdam eder. Ya da pazarlama, üretim gibi fonksiyonlarda etkin olmak üzere yönetici istihdam eder. Ancak işi bu kişilere bırakmış görünmekle birlikte uygulamada her detayın içinde yer alarak, onların alanlarındaki bütün işlere müdahil olmak suretiyle işlerini yürüttüğünü görebiliyoruz. Doğal olarak işini zor şartlarda geliştiren, büyüten kişinin çeşitli nedenlerle geriye gidişi önlemek amacıyla bunu paylaşması, yetki devir etmesi zor olabilir. Ancak bu zorluğun zamanla aşılması ve işe alınan profesyonel kişilere belirli bir iş tanımı yapılması gereklidir ki kişiler etkin olabilsinler. Aksi halde aile üyesi kişiler ile profesyonel kişiler arasında rol çatışmaları olur. Bu çatışmada pasif kalacak taraf ,profesyonel olur, işler de genelde aile üyesine kalır. Dolayısıyla bir yanda her işe yetişmeye çalışan aile üyesi, diğer yanda işinde daha rahat olan, gelişi güzel hareket edebilen, belirli düzeyde yetki ve sorumlulukları olan ve hatta bazen varlıklarıyla bile aile şirketi liderine yük olabilen yöneticiler görmek mümkün olabilmektedir.
Dr. İlhami Fındıkçı
(Davranış Bilimleri Uzmanı)