Danışmanlık yaptığımız bir aile şirketinde kurucu liderin oğlu, şunları söylemişti: “Babam, ailemizin ve işimizin kurucusu, büyüğümüz, liderimiz. Belirli bir yaşa geldi. Bugünün ticaret dünyasında farklı bakış açıları yakalamamız gerekiyor. Ona duyduğumuz saygı ve kırılır endişesiyle farklı düşüncelerimizi dile getiremiyoruz çünkü, eleştiriye hiç tahammülü yok…”
Liderin Üç Zekâ Düzeyi
Liderlik, farklı ve gelişmiş bir kişilik alaşımıdır. Doğuştan getirilen farklı özelliklerin, yetişme sürecindeki eğitim ve öğrenme ortamları ile etkileşimi sonucu bireye özel bir kişilik oluşur. Kişilik; seciye, huy, karakter, düşünce biçimi, davranış gibi insana ait tüm maddi, duygusal, sosyal ve zihinsel alt yapı ve özellikleri kapsayan ve bireyi o birey yapan özelliklerin toplamıdır. Liderlerde bu bireysel özellikler, ortalama insana göre daha renkli, derin ve gelişmiştir.
Lideri farklı kılan gelişmiş temel kişisel özellikler var: Merak, bilimsel bakış ve muhakeme gibi zihinsel yetenekler; çalışkanlık, üretici olma, hitabet ve güzel davranış gibi iletişim ve duygusal beceriler; ahlak ve inanç hassasiyeti odaklı etik anlayış gibi. Liderlerde zihinsel potansiyeli temsil eden soyut zekâ (IQ), iletişim potansiyelini temsil eden duygusal zekâ (EQ) ve ahlaki potansiyeli temsil eden etik-moral zekâ (MQ) gelişmiştir. Bu zekâ türlerinin her liderdeki baskınlık düzeyleri faklıdır ve uyguladığımız testlerle bu eğilimleri ortaya koymak mümkündür.
Böylece lider, ağırlıklı olarak yaratılışından sahip olduğu bu özelliklerinden dolayı çevresindekiler üzerinde doğal bir etki, itaat, güç ve aidiyet hissi oluşturmaktadır. Bu etkinin kaynağı olarak gösterilen karizmanın; liderin gözleri ile yaydığı enerjiden, bedeni ve duruşundan, hitabetinden, başarılarından, hırsından, öz hayat hikâyesinden kaynaklandığına ilişkin görüşler vardır.
Lider Gönlünü Neye Bağlamış?
Liderin gönlünü neye bağladığı önemlidir. Lider neye kilitlenmiş ise bütün hücreleri ile onu aramaya, bulmaya, konuşmaya, yapmaya ve onu yaşamaya çalışır.
Lider, gönlünü cinsel arzularına kaptırmış ise yaşamı ve davranışları bu yönde olur. Lider, gönlünü maddi değerlere kaptırmışsa, en önemli yaşam kaynağı olarak maddi değerleri ve ‘para’yı temel amaç olarak belirler. Her iş, etkinlik, davranış, iletişim, ilişki ve benzerinin doğrudan yahut dolaylı birincil hedefi maddi değerler olur. Şan, şöhret yahut siyaset, yaşamın merkezi olarak belirlenmiş ise kişi tüm gücü ile bunlara yönelir. Bilgi, araştırma, bilimsellik vazgeçilmez odak ise tüm yaşam buna yönelir. Ahlaki değerler, hedef olarak belirlenmiş ve iradenin direksiyonuna yerleştirilmişse lider, bunu hayatın ölçüsü olarak belirler. Lider, yaratıcıyı temel hareket noktası olarak belirlemişse varlıklar âlemini yoktan var eden aşkın bir güç olarak Allah’ın rızasına yönelir. Bu rıza için çalışır. Bu ise liderin, kendi bireysel arzu ve isteklerine yönelmesini önemli ölçüde engeller.
Saygı Eleştiriye Engel Olmamalı
Bugün hangi düzeyde olursa olsun liderlerin, lider adaylarının kendilerine soracakları yegâne soru; kendi kişisel arzularına hizmete mi yoksa başkalarına hizmete mi yöneldikleri ve eleştiriye ne kadar açık olduklarıdır. Unutulmamalıdır ki kendi içgüdülerine hizmete aday lider, uzun soluklu olamaz, benliği şişer ama insan olarak giderek küçülür. Başkasının rızasına talip, çevresinin eleştirilerine önem veren liderin, benliği küçülür, insan olarak büyür ve iz bırakır.
Başkasının rızasına talip olan liderin en önemli özelliklerinden birisi tenkide açık olmasıdır. Bizim coğrafyamızdaki liderlik geleneğinin vazgeçilmez özelliği olan ve Erich Fromm’un ifadesiyle toplumsal kişilik halini alan itaat kültürünün korunması önemlidir. Ancak çok hızlı bir veri ve bilgi artışı ile dönüşümün yaşandığı bilgi çağına, aile, kurum ve devlet olarak uyum sağlamamız için birbirimizi eleştirebilecek olgunluğa erişmemiz, özellikle karar veren konumundaki liderlerin, farklı görüşlere açık olmaları da en az bu kadar önemli ve gereklidir. Lider ve takipçileri arasındaki saygı bağı, karşılıklı yapıcı eleştiriye engel olmamalıdır. Zira eleştiriye açık lider, yaşamdan ne alacağının değil yaşama ne vereceğinin peşindedir. Lider, doğrularını anlatmaktan çok yanlışlarını anlamaya çalışmalıdır.