Kendini geliştirme çok yönlü ve karmaşık bir kavramdır. Konuyla ilgili uzmanlar arasında bir tanım birliği bulunmadığı ve genellikle konunun belirli yönlerinin ön plana çıkarılarak tanımların yapıldığı görülmektedir. Yapılan tanımların ortak noktaları göz önünde bulundurulduğunda kendini geliştirme; bireyin, kişisel, toplumsal ve iş hayatıyla ilgili mevcut bilgilerini gözden geçirmesi, yeni bilgi ve beceriler edinmesi, değişmeyi ve öğrenmeyi öğrenmesi ve bütün bunları bir alışkanlık haline getirmesi biçiminde açıklanabilir.
Kendini geliştirme, bir anlamda bireyin kendini eğitme sorumluluğunu yüklenmesi ve tüm yaşamı boyunca bu sorumluluğun gerektirdiği çabayı, olanakları ölçüsünde göstermesi ile yakından ilgilidir. Görüldüğü gibi kendini geliştirme, bir yandan değişime ve yeniliğe açık oluşu ifade ederken diğer yandan bireyin hızla artan bilgi birikimine ihtiyacı doğrultusunda ulaşma ve uyum gösterme çabasını içermektedir. Bu uyum, bireyin hayatını daha doğru bir ifade ile zamanını, etkin bir şekilde kullanmasını ve değerlendirmesini gerektirmektedir. Kendini geliştirme, bireyin mali konularda daha rahat karar vermek için ekonomik verileri izlemesi, işyerindeki otomasyona uyum sağlamak için yeni makineleri öğrenmeye çalışması, kişisel yeteneklerini geliştirmek için çeşitli etkinliklere katılması, ihtiyaç duyduğu yeni bilgileri izlemesi, çocuklarını daha iyi yetiştirmek için ana-baba okuluna katılması, beden sağlığı ve formunu korumak için düzenli antrenman programına katılması kadar birçok etkinliği kapsamaktadır.
Kendini geliştirme, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisindeki kendini gerçekleştirme (Self Actualization) kavramından farklıdır. Kendini gerçekleştirme, temel ihtiyaçları karşılanmış olan bireylerin, diğer insanlardan farklı olarak giriştikleri yeni arayışlar, gerçekleştirdikleri farklı bir etkinlik, bir çalışma biçiminde karşımıza çıkmaktadır. Böylece toplumda çok az sayıda birey için kendini gerçekleştirme söz konusu olabilmektedir. Oysa kendini geliştirme; işi, eğitim düzeyi, yaşam standardı ne olursa olsun tüm bireyler için geçerlidir. Bireyin, kendi yaşamını daha anlamlı, etkili ve verimli kılmak için gösterdiği çabalar, o bireyin kendini geliştirme düzeyini göstermektedir. Bu yönü ile kendini geliştirme kavramının kendini gerçekleştirmeyi de içeren daha geniş bir kavram olduğu söylenebilir. Bir anlamda kendini gerçekleştirme bireyin belirli bir konuda kendisini en üst düzeyde geliştirmesi biçiminde düşünülebilir. Böylece kendini geliştirme, bireyin gelişme isteği, başarı güdüsü, yetenekleri gibi, bireysel farklılıklardan kaynaklanır.
Kendini geliştirmenin en çok ilgili olduğu bireysel özelliklerden birisi başarı güdüsüdür. Başarı güdüsü (Self Achievement), kişinin bireysel özellikleri ve çevre ile etkileşimi sonucu oluşan, yüksek başarı ihtiyacıdır. Başarı güdüsü yüksek bireylerin, orta derecede risk aldıkları, hemen geri dönüş (Feed-Back) almak istedikleri, başarı yolunda sebat ettikleri ve zihinlerinin sürekli olarak yaptıkları işle meşgul olduğu belirlenmiştir. Böylece başarı güdüsünün kendini geliştirmede önemli bir itici faktör olduğu görülmektedir.
Kendini geliştirmede bireyin ben imajında (Self image) gördüğü eksikliklerin rolü büyüktür. Bu açıdan kendini geliştirme, bir anlamda “ideal ben”e ulaşma yönündeki çabaları içermektedir. İdeal ben, “bireyin sahip olmak istediği özelliklerin tamamı” olarak tanımlanmıştır.
Kendini geliştiren birey, ihtiyaç duyduğu yeni bilgi ve becerileri kazanma yönünde çaba harcamaktadır. Bu çaba için bireyin kendini gözden geçirmesi, kısaca kendini değerlendirmesi gereklidir. Böylece kendini geliştirme, kendini değerlendirme (Self Assesment) kavramı ile de ilgilidir. Kendini değerlendiren birey, bilgilerindeki eskimeyi görebilecek ve kendini geliştirme yönündeki çabalara girişebilecektir. Bilgi eskimesi, (Obselescence), kendini geliştirmenin temel nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kendini geliştirme, hayat boyu öğrenme kavramıyla son derece ilgili olmasına karşılık aynı anlamda değildir. Hayat boyu öğrenme (Life-Span Learning), öğrenmenin bir alışkanlık olarak edinilmesi ve tüm hayata yansıtılmasıdır. Burada amaç yeni bir “şey” öğrenmek ve bu alışkanlığı sürekli kılmaktır. Bir anlamda “öğrenmek için öğrenmek” anlayışı ön plandadır. Oysa kendini geliştirmede; daha etkin olmak ve kendini geliştirmek için öğrenmek, mevcut potansiyeli geliştirmek, yeni beceriler edinmek, geçerliliği kalmayan bilgi, görüş, tutum ve alışkanlıkları terk etmek, kısaca sürekli olarak kendini gözden geçirmek ve yenilemek söz konusudur.
Dr. İlhami Fındıkçı
(Davranış Bilimleri Uzmanı)